Prens ve Çiçek kızın Masalı



 Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ülkenin birinde bir kız yaşıyormuş. Altın gibi sapsarı saçları, deniz gibi masmavi gözleri, kar gibi bembeyaz teni  olan çok güzel bir kızmış. Saçına çiçek takmayı çok sevdiği için ona herkes Çiçek kız diye sesleniyormuş. Gözlerden uzak tek başına yaşıyormuş Çiçek kız.

Bir gün bir ses duymuş. Ses çok uzaklardan geliyormuş. Dinlemiş “Duyduk duymadık demeyin bu gece sarayda bir davet var, bu davet üç gün üç gece sürecek davetin sonunda sarayın prensi evleneceği kızı seçecek”. Genç kız o davete gitmeyi çok istiyormuş. Prensin çok yakışıklı olduğu herkes tarafından biliniyormuş. Genç kız, prensle evlenecek şanslı kızın kim olacağını merak ediyormuş. Üstelik daha önce hiç böyle bir davete katılmamış. Kendi kendine “Ben şimdi yola koyulursam üç güne kadar sarayda olurum, şöyle bir kenarda prens ve onunla evlenecek prensesi görürüm” demiş. Yanına biraz yiyecek alarak yola koyulmuş. Az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, gece olup yorulunca ormanda ateş yakmış ve başlamış yanında getirdiği yiyecekleri pişirmeye. Tam o sırada bir grup atlı gelmiş. Genç kızı görünce yanına yaklaşmışlar bir sıkıntısı olup olmadığını sormuşlar. Çiçek kız “Sarayda bir davet var prens evleneceği eşini seçecek bende o daveti izlemek, prensin seçeceği kızı uzaktan da olsa görmek  istiyorum” demiş. Oysa prens tamda karşısında duruyormuş. Bunun üzerine atından inen prens genç kıza yaklaşmış, dikkatlice bakmış ve kızın gözlerinin mavisine, omzundan dökülen sarı saçlarına dalmış gitmiş. Genç kızda karşısında duran kişinin prens olduğunu bilmeden ona aşık olmuş. Onlara kendi elleriyle hazırladığı yiyeceklerden ikram etmiş. Prens hayatında böyle lezzetli yemekler daha önce hiç yememiş. Daha sonra prens çiçek kıza gitmesi gerektiğini isterse onu da saraya bıraka bileceklerini söylemiş. Çiçek kız teşekkür etmiş ama acelesi olmadığını, kendisinin davet bitmeden saraya yetişebileceğini söylemiş. Prens ve çiçek kız orada ayrılmışlar ama ikisi de birbirlerini düşünüyormuş.

Prens saraya gider gitmez gece için hazırlanmaya başlamış. Müzik başlamış ve prens davetlilerin karşısına çıkmış. Bütün genç kızlar hayranlıkla prensi seyrediyorlarmış. Davette onlarca güzel kız varmış. Hepsi o gece için özel hazırlanmış, prensin kendisini dansa kaldırmasını bekliyormuş. Fakat prens etrafını görecek durumda değilmiş. Aklı ormanda bıraktığı çiçek kızdaymış. Davetin son gününe kadar çiçek kızın gelmesini bekleyen prens kimseyle dans etmediği için herkeste heyecan doruktaymış. Kimi seçecek, yoksa benimi seçecek diye konuşuyorlarmış. Prensin umudu yavaş yavaş azalırken birde ne görsün, bir kenarda günlerdir beklediği masmavi iki göz onu şaşkınlıkla izliyormuş. Evet Çiçek kız şaşkınlık içinde ormanda gönlünü kaptırdığı kişinin prens olduğunu anlamış. Yanakları utançtan kıpkırmızı olmuş. Prens hemen Çiçek kızın elinden tutmuş ve salonun ortasına getirmiş “işte evleneceğim kişi” demiş. Bütün salon şaşkınlık içinde bu güzellik karşısında dona kalmış. Oysa hepsi çok güzel hazırlanmış ama hiç biri çiçek kız kadar güzel değilmiş.
Prens ve prenses hemen  evlenmişler. Kırk gün kırk gece düğün yapmışlar. Bir sürü çocukları olmuş ve bir ömür mutlu mesut yaşamışlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlı Kadın ve Kendini Beğenmiş Tavuk Masal

Masallar ve Hikayeler

Maymun Kardeşler Masalı